🪅 Zenbi Mağfiret Duası Ne Için Okunur
8scy. Af Duası, Ey iman edenler! Günah ve kusurlarına pişmanlık duyup, üzüntü ve keder içine düşen o kimse, şefkati ve merhameti sınırsız Allah'a tövbe edin. Buyurulmuştur. Allah'u Teala, tövbe edenin tövbesinden dolayı, susamış bir kimsenin suya kavuşmasından, çocuğu olmayanın çocuk sahibi olmasından ve çölde devesini kaybedip sonra bulan kimsenin sevinmesinden çok, Allah'u Teala, kulunun tövbe etmesine sevinir. Kur'an'da pek çok ayette tövbe ve istiğfarı emreden, Allah'tan af dilemek, bir kimse günah işleyince, melek üç saat bekler, eğer o kimse istiğfar ederse, o günahı yazmaz. Allah da onun günahlarını kaydeden iki meleğe unutturur. Aynı şekilde onun günahı işleyen organlarına da unutturur. Günahı işlediği yerdeki suç, delil ve izlerini de yok eder. Ta ki, Allah'ın huzuruna vardığında günah işlediğine dair, aleyhinde şahitlik edecek hiçbir şey Alimleri bu ayeti, kulun işlemiş olduğu en büyük günahları bile affedebileceğinin müjdesi olarak görmüşlerdir. Bir ayet-i kerime de derki; Ey çok günah işlemekle haddi aşan kullarım, bilerek veya bilmeyerek meydana gelen günah ve kusur her ne türlü hal vuku buldu ise, sırf günahta Allah'a isyan olduğu için, bir fitne kopmayacağını sandılar, körleştiler, sağırlaştılar, sonra Allah, tövbeleri kabul etti, yine de çoğu körleştiler, sağırlaştılar. Allah işlediklerini görür. Allah'ın tövbeleri kabul edici olduğunu Allah'a ifade eden pek çok ayet-i kerime vardır. Rabbimizin rahmetine ve bağışlayıcılığına sığınarak ondan gönülden af dilerse, günahlarına tövbe ederse muhakkak ki Yaradan onun bu dualarına karşılık Duası; "Bismillahirrahmanirrahim""Rahman ve Rahim Olan Allah adıyla; Her zaman ve her yerde ve namazlardan sonra ve yatarken, "Estağfirullah min külli ma keriallah" veya "Estağfirullah" demelidir. "Ya Rabbi, iyilik edince müjdelenen, kötülük edince istiğfar edenlerden eyle. Rasullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem efendimize, Ya rasulullah nasıl istiğfar edelim; Diye sordular; Efendimiz şöyle buyurdular; "Allahümmağfir lena verhamna ve tüb Aleyna inneke ente't-tevvabü'r-Rahiym" Allah'ım! Sen bizi mağfiret eyle, bize merhamet et, tövbelerimizi kabul buyur. Zira ancak sen tövbeleri kabul edici ve esirgeyicisin. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu; "Amel defterinde çok istiğfar bulunan kimseye ne mutlu!"Ebu Musa el-Eşariden rivayeti; Peygamber Efendimiz şöyle dua ederlerdi; "Allahümmeğfir li hatieti ve cehli ve israfi fi emri ve ma ente ealemu bihi mini. Allahümmeğfir li hezli ve ciddi ve hatai ve abdi ve kullu zalike ındi" Ya Rab, benim hatalarımı, bilmeden yaptıklarımı, işimde aşırı gitmemi ve Senin benden çok iyi bildiğin hallerimi mağfiret eyle. Allah'ım, benim latifelerimi, hataen ve kasten yaptıklarımı ve bende olan her şeyimi mağfiret eyle! Resulullah duasını; Üç defa tekrar etmekten ve üç defa da istiğfar etmek hoşlanırdı. İstiğfar eden, günde tövbesini 70 kez bozsa da, günahla ısrar etmiş sayılmaz. Ey merhamet edenlerin en merhametlisi! Allah'ım! benim bütün günahlarımı Senin büyük affının içine koy. Ya Rabbi!Peygamber Efendimiz Kim şu istiğfarı yaparsa günahları bağışlanır. "Allahümmeente rabbi lailahe illa ente halakteni ve ene abdüke ve ene ala ahdike ve va'dike mesteta'tü euzü bike min şerri ma sana'tü ebuü leke bi ni'metike aleyye ve ebuü bi zenbi fağfirli feinnehu la yağfiruzzünubu illa ente" Ey Allah'ım Sen benim rabbimsin. Sen'den başka ilah yoktur. Beni sen yarattın. Ben de senin kulunum. Zat-ı Ecell-i A'lana verdiğim sözde gücümün yettiği kadar sebat etmeye çalışıyorum. Yaptığım günahların şerrinden, sana sığınırım. Sana karşı yaptığım günahları itiraf ediyorum. Ya Rabbi, beni mağfiret et. Çünkü senden başka günahlarımı affedecek yoktur. Yüce Yaratıcıya söz vermesi ve O'ndan af Bekir Peygamberimiz Bana bir dua öğret de onu namazımda okuyayım deyince; Efendimiz, şöyle dua etmesini buyurmuştur; "Allahümme inni zalemtü nefsi zulmen kesiran ve la yağfiruz-zünube illa ente, fağfir-li mağfireten minindike, ver-hamni inneke entel-ğafurur-rahim." Allah'ım! Ben kendime çok zulmettim. Günahları bağışlayacak ise yalnız sensin. Öyleyse tükenmez lütfunla beni bağışla, bana merhamet et. Çünkü affı sonsuz, merhameti nihayetsiz olan yalnız sensin. Hz. Adem'in duası; "Rabbena zalemna enfüsena ve il lem teğfir lena ve terhamna le-nekUnene mine'l-hasirin." Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmetinle muamele etmezsen muhakkak ziyana uğrayanlardan oluruz."Kusurlar bizden, bağış ve güzellikler O'ndandır. Her hastalığın bir ilacı vardır. Günahın ilacı ise istiğfardır." Son Güncelleme 043718 Af Duası ile ilgili bu madde bir taslaktır. Madde içeriğini geliştirerek Herkese açık dizin kaynağımıza katkıda bulunabilirsiniz. 8 Yorum Yapılmış "Af Duası" allahım işlediğim günahı af eyle şu anda öyle pişmanım ki kimseye anlatamam ya Rabbim inşallah tövbe mi kabul edersiniz. Çünkü Allah tövbeleri kabul eden ve Adsız . YANITI GÖRÜNTÜLE Allah sen beni affet bunu görenler benim için dua etsin eşimle çok sorun yaşıyom beni anlamıyo onun için intihar ettim lütfeeenn görenler bana dua etsin Yorgun . YANITI GÖRÜNTÜLE Bende sevdigim insani ve ailesini istersen,sirf babami korumak icin,onu kotu bir insan olarak gormesinler diye,kendimi atese attim ve yalana basvurdum...yalanimdan dolayi beni affetmiyorlat ou sa hala cok seviyorlar ama cok canim aciyor... Rati . 041608CEVAP YAZ Allah Günahlarımızı Affetsin İnşAllah Asla ALLAHA isyan etmeyin Her Halimize şükür Etmemiz Gerek. Asker Burak . YAZ ALLAH IM yaptığına pişman olan herkezin dualarını kabul eylesin Amin Aygün . YAZ allahim beni yaptigim o kotu gunah icin affet cok pismanim Eylül Elif . YAZ Allahım sen bizim günahlarımızı bağışla Merve Yıldız . YAZ Allah razı olsun Mesut . YAZ Zevk Suyu Orucu Bozar Mı Zevk Suyu Orucu Bozar Mı, Zevk suyu genelde şehvet hallerinde erkeklik organından çıkan iki sıvı vardır. Bunlardan birine meni diğerine mezi denir. Meni, şehvetin doruğuna fışkırarak çıkar. Mezi ise şehvetten önce ve sonra sızıntı halinde olur. Meni ... Şans Duası Şans Duası, Şansın açılması ve işlerinizin rast gitmesi nedeni ile Rabbimize yönelip el açarak gönülden ve samimi bir şekilde dualar ederiz. Şans ve kısmetin açılması için günlük düzenli okunması gereken pek çok dualar vardır. Rabbimiz samimi ve ... Adet Olmak İçin Dua Adet Olmak İçin Dua, Adet kanı, kadının normal bir vücut fonksiyonudur. Adet kanı gebelik olmadan her ay düzenli vakitlerde hazne dışına atılan kandır. Her ay bu döngü bu şekilde sırayla devam eder. Adet sancısı, bir gün öncesinde... Miftahul Cennet Duası Miftahul Cennet duası, en güçlü ve en büyük dilek duasıdır. Peygamberimiz Hz Muhammed bir gün ashabıyla mescitte bulunurken, Cebrail yanına gelerek, "Ya Muhammed! Hak Teala sana selam gönderdi. Bu duayı sadece sana gönderdi. Senden ö... Temre Duası Temre duası, elde, yüzde ve vücutta çıkan temrelerin, siğillerin yok olması için, yer gök dua diyerek Allah'a sığınmalıyız. Dualara devam edersek, Allah'ın izniyle şifa bulunacaktır. Yapılan dualar içtenlikle ve inanarak okunursa, daha çabuk ve kesin... Ders Çalışmak İçin Dua Ders Çalışmak İçin Dua, Dua bir isteğin, bir dileğin olması için Allah yalvarmaktır. Derse başlamadan önce dua okuyan öğrencinin Allah Teala zihnini açar. Onu unutkanlıktan korur. Dersi en iyi şekilde anlamasını sağlar. Çocuklarımızın dersler... 52 Gece Duası Kabir Duası, 52 Gece Duası, Büreyde radıyallahu anh şöyle dedi; Hz. Peygamber asm ashab-ı kirama, kabristana gittikleri zaman şöyle demelerini öğretirdi; "Esselamü aleyküm ehled diyari minel-müminin. Ve Inna inşallahu biküm lahikun. Es'elullahe len... Huysuz Çocuğa Okunacak Dua Huysuz Çocuğa Okunacak Dua, En önemli olan ise her durumda Allah'a dua etmek ve sabretmektir. Unutulmamalıdır ki; Yüce Allah duada ısrarcı olan kullarını sever. Anne ve babalar bir çocuk sahibi olduklarında onunla ilgili gelecek hayali kurarlar. Onun... Bir Malın Satılması İçin Dua Bir malın satılması için dua, elinizde olan ev, araba, arsa gibi değerli bir malınızı satışa çıkardınız, fakat değerine bir alıcı çıkmıyorsa dualardan yatdım alarak, malınızın tez elden satışına yardımcı olabilirsiniz. Allah'ın izniyle tez elden... Saç Duası Saç duası, saç dökülmesi ve zayıf saçlara sahip olan kişilerin şifa bulmak için okuyacakları bir duadır. Saç duası büyük bir inançla okunmalıdır ve şifanın yalnızca Allah 'tan geleceği dökülmemesi için şu dua okunmalıdır Ve... Sivilce Duası Sivilce Duası, vücudumuzun bazı bölgelerinde bazı zamanlar sivilceler ve siğiller ve çıbanlar meydana gelebilir. Böyle durumlarda ilk olarak bir hekime başvurmak ve bunların nedenini öğrenmek gereklidir. Bu çıkıntıların nedenleri bazı iç hastalık... Mahkeme Duası Mahkeme Duası, Dua etmek, Allah'a yaklaşmanın en güzel yoludur. Sıkıntıların, dua etmek, isteklerin ve beklentilerin Rabbimize açılmasıdır. Ne kadar içten, yürekten, yüreğin derinliklerinden seslenilirse o ölçüde yankı bulur. Dua etmek, işin başında,... Zevk Suyu Orucu Bozar Mı Şans Duası Adet Olmak İçin Dua Miftahul Cennet Duası Temre Duası Ders Çalışmak İçin Dua 52 Gece Duası Huysuz Çocuğa Okunacak Dua Bir Malın Satılması İçin Dua Saç Duası Sivilce Duası Mahkeme Duası Birinin Seni Sevmesi İçin Dua Mübin Duası Kuduriye Duası 41 Yasin Duası Küsleri Barıştırma Duası Hilye İ Şerif Duası Haksızlık Karşısında Okunacak Dua Güç Duası Nasip Duası Ramazan Duası Hacet Duası Söz Dinlemeyen Çocuğa Okunacak Dua Bir İşin Olması İçin Okunacak Dua Yasin Duası Birinin Rüyasına Girmek İçin Dua Aileyi İkna Etme Duası Gelin Duası Heyecanlanmamak İçin Dua Popüler İçerik Birinin Seni Sevmesi İçin Dua Birinin seni sevmesi için dua etmek, sonunda hayırlı bir izdivaç planını da içerdiği taktirde Allah katında kabul görebilir. Allah ki, sizin için kimi... Mübin Duası Mübin Duası, Hayırlı dileklerin yerine gelmesi için önce sebepleri oluşturan bir plan yapılır. Bununla gerekilen her şeyin yapılması sonucunda dilekle... Kuduriye Duası Kuduriye duası, Allah nazarında makbul olan ve tutulan dileklerin gerçekleşmesi için Allah'ın kullarına gönderdiği dualardan biridir. Her k... 41 Yasin Duası 41 Yasin Duası, herhangi hayırlı bir niyet için okunan, 41 Yasin Suresi okunduktan sonra okunan duadır. Bilinen ve bilinmeyen, görünen görünmeyen nim... Küsleri Barıştırma Duası Küsleri Barıştırma Duası Küsleri barıştırma duası olarak bilinen bir birine küsmüş iki kişinin arasının düzelmesi ve barışması için okunur. Özellik... Hilye İ Şerif Duası Hilye İ Şerif Duası, Bismillahirrahmannirrahim Ahir zaman Peygamberi Hazreti Muhammed Mustafa vefat edeceğine yakın bir zamanda, dünyadan ah... Haksızlık Karşısında Okunacak Dua Haksızlık Karşısında Okunacak Dua Haksızlığa uğrayan bir kul, üzülmek, haksızlık edene beddua etmek ya da kendini yıpratarak sinirlenmek yerine, en gü...
Tevbe istiğfar ile ilgili hadisler var mıdır? Peygamber Efendimizin yaptığı rivayet edilen tevbe istiğfar Kâinât -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurur “Ey insanlar! Allâh’a tevbe edip O’ndan af dileyiniz. Zîrâ ben O’na günde yüz defa tevbe ederim.” Müslim, Zikir, 42 Allah Resûlü’nün, gelmiş ve geçmiş bütün günahları affedildiği hâlde, devamlı tevbe ve istiğfarda bulunması, Allah Teâlâ’nın bahşettiği nîmetlere bir şükür olduğu kadar ümmetine de üstün bir edep dersidir. Kulun en mühim vazîfesinin, her an Allâh’ı zikretmek ve O’na ibâdette bulunmak olduğunu bilen Nebiyy-i Ekrem Efendimiz, daha fazla ibâdet etmesi gerektiğini düşünerek her fırsatta tevbe ve istiğfâra sarılırdı. O, aynı zamanda ümmeti nâmına da tevbe ve istiğfâr ederdi. PEYGAMBERİMİZİN TEVBE İSTİĞFAR DUALARI İbn-i Ömer -radıyallâhu anhümâ- şöyle der “Biz, Resûlullâh’ın -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir mecliste yüz defa Allâh’ım! Beni bağışla ve tevbemi kabul buyur! Çünkü Sen tevbeleri çok kabûl eden ve çok merhamet edensin.» dediğini sayardık.” Ebû Dâvûd, Vitir, 26/1516; Tirmizî, Deavât, 38/3434 Resûlullâh Efendimiz’in yapmış olduğu tevbe ve istiğfarlar, kendisinin bir hatâsından dolayı değil Allah Teâlâ’ya daha çok yakınlık kesbetmek ve O’nun rızâsını kazanmak içindir. Efendimiz, her an mânevî terakkî içinde bulunduğundan, dâimâ bir önceki hâl ve makâmı için istiğfâr etmiştir. Allah Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- son zamanlarında “Ben Allâh’ı ulûhiyet makâmına yakışmayan sıfatlardan tenzîh eder ve O’na hamd ederim. Allah’tan beni affetmesini diler ve O’na tevbe ederim.” sözlerini sık sık söyler olmuştu. Hazret-i Âişe vâlidemiz “–Yâ Resûlâllah! Sübhânallâhi ve bi-hamdihî estağfirullâhe ve etûbü ileyh» sözlerini pek sık söylediğinizi görüyorum, bunun sebebi nedir?” diye sordu. Peygamber Efendimiz “–Rabbim bana ümmetim içinde bir alâmet göreceğimi bildirdi. Onu gördüğümden bu yana bu tesbîhi çok söylerim. Ben o alâmeti, Mekke’nin fethine işâret eden, Allâh’ın yardımı ulaşıp fetih gerçekleşince ve insanların grup grup Allâh’ın dinine girdiklerini gördüğünde Rabbini hamd ile tesbîh et ve O’ndan mağfiret dile! Çünkü Allâh tevbeleri çok çok kabûl edendir.” meâlindeki Nasr sûresinde gördüm.” buyurdu. Müslim, Salât, 220 SEYYİDÜL İSTİĞFAR DUASI Allah Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ümmetine farklı istiğfar şekilleri de tâlim buyurmuştur. Bunların en mühimi, “Seyyidü’l-İstiğfâr”dır ki, bunu Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- bir hadîs-i şerîflerinde şöyle beyân etmiştir “İstiğfârın en üstünü kulun şöyle demesidir Seyyidül İstiğfar Duası Arapça Seyyidül İstiğfar Duası Türkçe Okunuşu “Allahümme ente Rabbî lâ ilâhe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene âlâ ahdike ve va’dike mesteta’tü eûzü bike min şerri mâ sana’tü ebûu leke bi-ni’metike aleyye ve ebûu bi-zenbî fağfir lî feinnehû lâ yağfirü’z-zünûbe illâ ente.” Seyyidül İstiğfar Duası Anlamı Allâh’ım! Sen benim Rabbimsin. Sen’den başka ibâdete lâyık ilâh yoktur. Beni Sen yarattın. Ben Sen’in kulunum. Ezelde Sana verdiğim sözümde ve vaadimde hâlâ gücüm yettiğince durmaktayım. İşlediğim kusurların şerrinden Sana sığınırım. Bana lûtfettiğin nîmetleri yüce huzûrunda minnetle anar, günâhımı îtirâf ederim. Beni affet, şüphe yok ki günahları Sen’den başka affedecek yoktur.»” Resûl-i Ekrem Efendimiz sözlerine devamla şöyle buyurur “Her kim, bu Seyyidü’l-İstiğfârı sevâbına ve fazîletine bütün kalbiyle inanarak gündüz okur da o gün akşam olmadan ölürse cennetlik olur. Yine her kim, sevâbına ve fazîletine gönülden inanarak gece okur da sabah olmadan ölürse Cennetlik olur.” Buhârî, Deavât, 2, 16; Ebû Dâvûd, Edeb, 100-101 Kaynak Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları İslam ve İhsan
Akşam Duası, Her Derde Deva Muhteşem Sırlar Taşıyan Mucizevi Bir İksir Not Akşam duasının uygulanırken kaç kez ve nasıl uygulanması gerektiği konusunda da detaylı açıklamalar yaptık, lütfen yazıyı dikkatli bir şekilde okumaya çalışın. Değerli okurlarımız, sizi akşam duası hakkında en güzel ve en doyurucu bilgiler ile malumat sahibi yapmak amacıyla kaleme aldığımız bu yazıda, akşam duası ile ilgili merak edilen bütün gerçekleri detaylı bir şekilde izah edeceğiz ve bu konuda bilmeniz gereken her türlü bilgiyi aktarmaya çalışacağız. Bu bağlamda akşam duasının mucizevi özellikleri üzerinde de durarak bu duayı nasıl yapmanız gerektiği ve duayı tatbik ederken nelere dikkat etmeniz gerektiği hususunu da dile getirmeye çalışacağız. Eğer akşam duası hakkındaki bu geniş ve detaylı yazımızı güzel bir şekilde okur ve içindeki incelikleri dikkate alarak en güzel şekilde tatbik ederseniz, konuyla ilgili bütün ayrıntıları kavramış olacak ve bu mucizevi duanın bereketinden en güzel şekilde istifade etmiş olacaksınız. Bu bağlamda hemen şunu da hatırlatmakta fayda var ki akşam duası, Peygamber Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam tarafından türlü şekillerde uygulanan ve değişik versiyonları olan bir duadır. Biz bu yazıda hangi amaca yönelik olarak hangi akşam duasının okunması gerektiği hususunu da izah ediyor olacağız Öncelikle akşam duasının en çok bilinen ve sıklıkla başvurulan versiyonlarından birinin Ayete’l Kürsi duası olduğunu dile getirmeli ve bu konuda şunları söylemeliyiz Birçok hadis-i şerifte Peygamber Efendimizin akşam duası olarak uyguladığı Ayete’l Kürsi duasının mucizevi özelliklere sahip olduğunu dile getiren bir söz ayet olduğu bildirilmektedir. Örneğin bu bağlamda şu hadis-i şeriflere dikkatlice bakılması gerektiğini hatırlatmalıyız Hadis-i Şerif’te Rasulü Ekrem şöyle buyurdu “Cibril bana geldi ve şunu söyledi Cinden bir ifrit sana tuzak kurmak istiyor. Yatağına girdiğin zaman Ayete’l Kursi’yi oku. Yani yatmadan evvel Ayete’l Kursi’yi oku.’ dedi.” Peygamber Efendimize ait bu hadis-i şerif bize, akşam duası olarak okunacak Ayete’l Kürsi duasının cinlerin ve ifritlerin şerrinden korunabilmek için ve şeytani desiselere ve hilelere maruz kalmamak adına mucizevi bir koruma kalkanı olabileceğinin müjdesini vermektedir. Bununla birlikte akşam duası olarak okunabilecek Ayete’l Kürsi duasının aynı zamanda bütün kötülüklerden ve şerli musibetlerden muhafaza olabilmek adına her sabah ve her gece okunabileceği müjdesini veren şu hadis-i şerife de dikkat etmeliyiz “Kim sabah çıkınca Ayet-el Kursi ile Ha-mim tenzilül kitabi minellahil azizil alim’ suresinin evvelindeki iki ayeti okursa o gün akşama kadar bela ve kazalardan mahfuz kalır. Kim de akşama dahil olunca onları okursa o gece sabahlayıncaya kadar mahfuz olur.” Yine bu bağlamda şeytani güçlerin ve nefsânî musibetlerin bize yaklaşmaması ve bizden uzak durması için okunabilecek akşam duası ile ilgili şu hadis-i şerife de dikkat kesilmeliyiz “Uyurken Ayete’l Kursi okuyana şeytan yaklaşmaz.” İşte bu mübarek hadis-i şeriflerin ışığına ve bizi aydınlatmasına ittiba ederek her akşam uyumadan evvel bu akşam duasını okumanın gerekliliğine iman ediyor ve aşağıya Ayete’l Kürsi duasının Arapça okunuşunu ve Türkçe anlamını aktarıyoruz En Etkili Akşam Duası ve Mucizevi Özellikleri, Ayete’l-Kürsi Bismillahirrahmanirrahim “Allah’u la ilahe illa hüvel hayyül kayyum. La te’huzühu sinetün ve la nevm. Lehu ma fis-semavati vema fil erd. Menzellezi yeşfeu indehu illa biiznihi. Ya’lemü ma beyne eydihim vema halfehüm vela yühitüne bişey’in min ilmihi illa bima şae vesia kürsiyyühüssemavati vel erd. Vela yeudühü hıfzuhuma ve hüvel aliyyül azim.” Akşam Duası Olarak Okunan Ayete’l-Kürsi’nin Anlamı “Allah… O’ndan başka ilah yoktur. Diridir, Kaimdir. O’nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. İzni olmaksızın O’nun Katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. Onlar ise Dilediği kadarının dışında, O’nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O’na güç gelmez. O, pek Yücedir, pek büyüktür.” Akşam duası olarak okunabilecek Ayete’l Kürsi duasının, birçok insanı psikolojik ve ruhsal hastalıklardan kurtardığını ve görünmez varlıkların şerrinden emin kıldığını ifade etmeliyiz. Peki bu akşam duası nasıl okunmalı ve İslam alimleri bu konuda ne söyler? Değerli okurlarımız, bu akşam duasının uygulanma şekli, güneş battıktan sonra, uyuma vaktine kadar, tam 7 defa Ayete’l Kürsi duasının okunması şeklindedir. Yani güneş battığı andan itibaren uyumak amacıyla yatağı girinceye kadar bu mübarek duayı 7 defa okumalısınız, ister uyumadan önce 7 defa üst üste okuyun, isterseniz belli aralıklarla toplam 7 defa olacak şekilde duayı uygulayın. Bununla birlikte akşam duası olarak okunabilecek tek duanın Ayete’l Kürsi olmadığını dile getirmek ve Peygamber Efendimizin değişik vakitlerde değişik duaları da okuduğunu bildirmek istiyoruz. Bu anlamda Peygamber Efendimizin bizzat okumuş ve uygulamış olduğu diğer akşam dualarını aşağıya aktarıyor olacağız ve duaların hangi işleve sahip olduğunu dile getirmeye çalışacağız Aşağıya “zenginlik ve rızık kapısı” olarak aktardığımız duanın birçok İslam alimi ve birçok din büyüğü tarafından, zenginliğin ve rızkın kapısı olarak bize sunulduğunu ve bu duaya başvuran insanların maddi refah ve feraha kavuştuğunu bilmekteyiz. Bu nedenle zenginlik hayali kuran ve içinde bulunduğu maddi açmazlardan kurtularak ferahlamak ve bolluğa kavuşmak isteyen insanların, akşam duası olarak aşağıdaki duaya başvurmaları gerektiğini ifade etmek istiyoruz Akşam Duası ve Zenginlik ve Rızık Kapısı “Bismillahirrahmanirrahim” “Emseyna ve emse’l-mülkü Li’l-lahi. Ve’l-hamdu li’l-lahi la ilahe illa’l-lahu vahdehu la şerike leh. Lahu’l-mülkü ve lehu’l-hamdu ve hüve ala külli şe’in kadir. Rabbi es’eluke hayre ma fi hazihi’l-leyleti ve hayre ma ba’deha ve e’uzu bike şerri ma fi hazihi’l-leyleti ve şerri ma ba’deha.” Anlamı “Biz de, mülk de Allah’ın olarak akşamladık. Allah’a hamdolsun. Allah’tan başka ilah yoktur. O, birdir ve ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Ham O’nadır. O, her şeye kadirdir. Rabbim! Sen’den, bu gecenin ve bundan sonraki gecelerin hayrını isterim. Bu gecenin ve bundan sonraki gecelerin şerrinden Sana sığınırım. Rabbim! Tembellikten, bunamaktan ve kötü yaşlılıktan Sana sığınırım. Cehennem azabından ve kabir azabından Sana sığınırım.” Birçok İslam alimine göre, zenginlik ve bolluk isteyen ve hayatına türlü türlü bereketler ve genişlikler kazandırmak isteyen her müslüman, bu duayı uyumadan önce 3 kere okuyarak ve anlamını da düşünerek uygulamalıdır. Yukarıda da dile getirdiğimiz gibi birçok insan bu uygulamayı yaparak türlü güzelliklere mazhar olma şerefine ulaşmış ve fakirlikten ve darlıktan kurtularak zenginlik ve ferahlığa kavuşma imkanı elde etmiştir. Şimdi de şifanın kaynağı olan ve birçok insanın hastalıklardan kurtulup şifaya ve mutluluğa mazhar olmasının yolunu açan mucizevi ve sırlı etkilere sahip başka bir akşam duası örneği aktaralım Akşam Duası ve Şifanın Kaynağı Olan Mucize “Bismillahirrahmanirrahim” “Allhümme ente rabbi la ilahe illa ente halakteni ve ene abdüke ve ene ala ahdike ve va’dike mesteta’tü euzü bike min şerri ma sana’tü ebuü leke bi nı’metike aleyye ve ebubü bi zenbi fağfir li, fe innehu la yağfiruz zünube illa ente.” Anlamı “Ey Allah’ım, Sen benim rabbimsin. Sen’den başka ilah yoktur. Beni Sen yarattın. Ben de Senin kulunum. Zat-ı Ecelli Ala’na verdiğim sözde elden geldiği kadar sebat etmeye çalışıyorum. Yaptığım günahların şerrinden Sana sığınırım. Sana karşı yaptığım günahları itiraf ediyorum, ya Rabbi! Verdiğin nimetlere de şükrederek mu’terifim. YaRabbi, beni mağfiret et. Çünkü senden başka günahları affedecek ilah yoktur.” Evet, yukarıda da izah ettiğimiz gibi bu dua, birçok kişiye hastalıktan kurtulup şifa bulma fırsatı sunmuş ve binlerce insan bu duayı akşam duası şeklinde tatbik ederek türlü muratlarına kavuşmuştur. Bu duayı, akşam uyumadan önce 5 kez okumalı ve anlamını da düşünerek tatbik etmelisiniz; sadece bu dua için değil bu dua ile birlikte diğer bütün duaları tatbik ederken uymanız gereken bir kural da, duanın anlamına ve mana derinliğine odaklanmaktır. Çünkü herhangi bir duanın anlam derinliğine odaklanmadan yapılması, o niyazın etkisiz ve sönük olmasına sebebiyet verecek ve Arşı Ala’ya ulaşacak potansiyeli bulmamasına sebep olacaktır. Bu önemli detayın altını çizdiğimize göre, şimdi de akşam duası olarak sunulan bu duanın Peygamber Efendimizin dilinden hangi işleve sahip olduğunu okuyalım Sa’dad b. Evs Resulullah Efendimiz buyurdular “Her kim Seyyidül İstiğfar’ın sevap ve faziletine kalben inanarak, sabah okuyup da akşam olmadan ölürse o kimse cennet ehlidir. Gece okur da sabah olmadan ölürse yine Cennet ehli zümresindendir.” Ve şimdi de son olarak, İslam alimleri tarafından bize akşam duası olarak aktarılan ve yine mucizevi özellikler taşıyan mesela akşamları 6 kez okunduğunda her türlü dileğin ve isteğin gerçekleşmesine vesile olan bir duadan bahsedelim Akşam Duası ve Her Dileğin Kabulü “Bismillahirrahmanirrahim” “Allahümme lekel hamdü la ilahe illa ente rabbi ve ene abdüke bike muhlisan leke dini, inni esbahtü emseytü ala ahdike ve va’dike mesteta’tü etubü ileyke min seyyi ameli ve esteğfiruke bi zünubilleti la yağfiruhe illa ente.” Anlamı “Ey Allah’ım! Sana hamd olsun. Senden başka ilah yoktur. Sen benim Rabbimsin, ben de Senin kulunum. Ve ben Sana samimi olarak iman ettim. Sabah ve akşam Sana söz verdiğim ve vaad ettiğim halde hasbel beşer yaptığım fena amelimden Sana tevbe eder, “estağfirullah” derim. O günahlarım ki Sen’den başka onları kimse affedemez.” Yukarıda da dile getirdiğimiz gibi, akşam duası olarak bilinen bu dua, güneş battıktan sonra uyuma anına kadar toplamda 6 defa okunduğunda Allah’ın izniyle her türlü dileğin ve isteğin gerçek olmasına vesile olacaktır. Fakat bu duanın 6 defa okunmasının öncesinde istenen dilek ve arzulanan amaç ne ise o amaca ve o dileğe niyet etmek gerektiğini ve bunun kalben yapılmasının yeterli olacağını dile getirmeliyiz. Evet, akşam duası olarak okunacak bu duayı uyuma vaktine kadar 6 kez okumalısınız ve bu 6 okuma öncesinde hangi dileğinizin ve hangi amacınızın gerçekleşmesini istediğinize kalben niyet getirmelisiniz. Bununla birlikte bu akşam duasının bir başka mucizevi ve manevi yönünün üzerinde duran Peygamber Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam, bu duanın mutlaka okunması gerektiğini bize aşağıdaki mübarek ifadeleri ile yol göstermektedir ve dile getirmektedir Ümmet el-Bahili Resulüllah Efendimiz, yemin etmek adetleri olmadığı halde, bu istiğfar hakkında yemin ederek şöyle buyururlardı “Her kim bu istiğfarı sabah ve akşam üçer defa okur da o gün ölürse muhakkak cennete girer.” Peygamber Efendimizin akşam duasının bu mübarek versiyonu ile ilgili aktarmış olduğu bu bilgiyi de dile getirdikten sonra, yazımızı çok güzel bir dua kitabı tavsiyesi ile bitirmek istiyoruz Yaşamınızda hayırlara vesile olacak etkili bir eser tavsiyesi Her Kapıyı Açan Murad Duaları kitabı Duaların muazzam gücü ile her türlü dilek ve hacetinizin gerçekleşmesini istiyorsanız Her Kapıyı Açan Murad Duaları kitabını mutlaka okumalısınız. Onlarca farklı konuda çok etkili dualara yer veren bu eser okurlardan çok olumlu yorumlar almaktadır ve inşallah sizin yaşamınızda da hayırlı kapıların açılmasına vesile olacaktır. Ayrıca şu dua yazıları da ilginizi ve dikkatinizi çekecektir
Tövbe duası nasıl okunur? İstiğfar duası okunuşu ve anlamıTevbe Duası Arapça OkunuşuTevbe Duası Türkçe OkunuşuİSTİĞFAR DUASITEVBE ve İSTİĞFÂR NEDİR? إِنَّ اللهَ يُحِبُّ التَّوَّابِينَ وَيُحِبُّ الْمُتَطَهِّرِينَوَرَحْمَتِي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍوَمَنْ لَمْ يَتُبْ فَأُولئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَإِنَّمَا التَّوْبَةُ عَلَى اللهِ لِلَّذِينَ يَعْمَلُونَ السُّوءَ بِجَهَالَةٍ ثُمَّ يَتُوبُونَ مِنْ قَرِيبٍ فَأُولـئِكَ يَتُوبُ اللهُ عَلَيْهِمْ وَكَانَ اللهُ عَلِيماً حَكِيماًوَلَيْسَتِ التَّوْبَةُ لِلَّذِينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّئَاتِ حَتَّى إِذَا حَضَرَ أَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ إِنِّي تُبْتُ اْلآنَ وَلاَ الَّذِينَ يَمُوتُونَ وَهُمْ كُفَّارٌ أُولـئِكَ أَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًارَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنْفُسَنَا وَإِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَإِلاَّ مَنْ تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ عَمَلاً صَالِحاً فَأُولئِكَ يُبَدِّلُ اللهُ سَيِّئَاتِهِمْ حَسَنَاتٍ وَكَانَ اللهُ غَفُوراً رَحِيماً. وَمَنْ تَابَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَإِنَّهُ يَتُوبُ إِلَى اللهِ مَتَابًاوَالَّذِينَ إِذَا فَعَلُوا فَاحِشَةً أَوْ ظَلَمُوا أَنْفُسَهُمْ ذَكَرُوا اللهَ فَاسْتَغْفَرُوا لِذُنُوبِهِمْ وَمَنْ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ اللهُ وَلَمْ يُصِرُّوا عَلَى مَا فَعَلُوا وَهُمْ يَعْلَمُونَ. أُولـئِكَ جَزَآؤُهُمْ مَغْفِرَةٌ مِنْ رَبِّهِمْ وَجَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا اْلأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَنِعْمَ أَجْرُ صَغِيرَةَ مَعَ اْلاِصْرَارِ وَلاَ كَبِيرَةَ مَعَ اْلإِسْتِغْفَارِأَلَمْ يَعْلَمُوا أَنَّ اللهَ هُوَ يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهِ وَيَأْخُذُ الصَّدَقَاتِ وَأَنَّ اللهَ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُقُلْ مَا يَعْبَؤُا بِكُمْ رَبِّي لَوْلاَ دُعَاؤُكُمْيَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا تُوبُوا إِلَى اللهِ تَوْبَةً نَصُوحاً عَسَى رَبُّكُمْ أَنْ يُكَفِّرَ عَنْكُمْ سَيِّئَاتِكُمْإِلاَّ الَّذِينَ تَابُوا وَأَصْلَحُوا وَاعْتَصَمُوا بِاللهِ وَأَخْلَصُوا دِينَهُمْ ِللهِ فَأُولـئِكَ مَعَ الْمُؤْمِنِينَ وَسَوْفَ يُؤْتِ اللهُ الْمُؤْمِنِينَ أَجْراً عَظِيماًوَاللهُ يُرِيدُ أَنْ يَتُوبَ عَلَيْكُمْ وَيُرِيدُ الَّذِينَ يَتَّبِعُونَ الشَّهَوَاتِ أَنْ تَمِيلُوا مَيْلاً عَظِيماًكُلُّ بَنِي آدَمَ خَطَّاءٌ. وَخَيْرُ الْخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَاَللّهُمَّ أَنْتَ رَبِّي لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ خَلَقْتَنِي وَأَنَا عَبْدُكَ، وَأَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ، أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَيَّ وَأَبُوءُ لَكَ بِذَنْبِي فَاغْفِرْ لِي، فَإِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَوَآتَاكُمْ مِنْ كُلِّ مَا سَأَلْتُمُوهُ وَإِنْ تَعُدُّوا نِعْمَتَ اللهِ لاَ تُحْصُوهَا إِنَّ اْلإِنْسَانَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌإِنَّ فِي خَلْقِ السَّموَاتِ وَاْلأَرْضِ وَاخْتِلاَفِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ َلآيَاتٍ ِلأُولِي اْلأَلْبَابِ. اَلَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللهَ قِيَاماً وَقُعُوداً وَعَلَى جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ فِي خَلْقِ السَّموَاتِ وَاْلأَرْضِ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَذا بَاطِلاً سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِكَانُوا قَلِيلاً مِنَ اللَّيْلِ مَا يَهْجَعُونَ وَبِاْلأَسْحَارِ هُمْ يَسْتَغْفِرُونَوَالَّذِينَ يَبِيتُونَ لِرَبِّهِمْ سُجَّداً وَقِيَاماً Tevbe Duası Arapça Okunuşu Tevbe Duası Türkçe Okunuşu “Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullahe’l-azim el-kerim, ellezi la ilahe illa hüve, El-hayyü’l-kayyûmü ve etûbü ileyhi. Ve nes-elühü’t-tevbete ve’l-mağfirete ve’l-hidayete lena, innehû, hüve’t-tevvabü’r-rahim. Tevbete abdin zalimin li-nefsihi, la yemlikü li-nefsihi mevten vela hayaten vela nüşûra.” Tevbe Duası Anlamı Mağfiretini talep ediyorum Allah’ım! Bağışlamanı diliyorum Rabbim! Kusur ve günahlarımdan beni tertemiz kılmanı istiyorum Yüce Mevlam! Bir aciz kul olarak ben Kerim olan, kendisinden başka hiçbir ilah olmayan, daima diri el-Hayy ve her şeyin kendisiyle ayakta durduğu ve varlığını sürdürdüğü el-Kayyûm Yüce Rabbimin mağfiretini bağışlamasını niyaz ederim. O’na yönelir ve Yüce Zat’ından bizlere tevbe, mağfiret ve hidayet lutfetmesini talep ederim. Zira tevbeleri kabul eden ve kullarına son derece merhametli olan O’dur. Kendi nefsine zulmeden ve ölmeye de, hayatta kalmaya da, yeniden dirilmeye de kendi iktidarı olmayan aciz bir kul olarak Rabbime tevbe ederim. Kul, “Estağfirullah” sözü ile hatasının farkında olarak, Cenab-ı Hak’tan hiçlik duygusu içinde bağışlanmayı isterken, yine Rasûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’den nakledilen “Seyyidü’l-İstiğfar” sözleri ile de Rabbine, yeniden bir kulluk sözü verir. Diğer bir ifadeyle “Elest bezmi”ndeki ahdini tazelemiş olur. İSTİĞFAR DUASI Seyyidül İstiğfar Duası Arapça Seyyidül İstiğfar Duası Okunuşu “Allahümme ente Rabbi la ilahe illa ente halakteni ve ene abdüke ve ene ala ahdike ve va’dike mesteta’tü eûzü bike min şerri ma sana’tü ebûu leke bi-ni’metike aleyye ve ebûu bi-zenbi fağfir li feinnehû la yağfirü’z-zünûbe illa ente.” Seyyidül İstiğfar Duası Anlamı “Ey Allah’ım! Sen benim Rabbimsin. Sen’den başka ilah yoktur. Beni Sen yarattın ve ben Sen’in kulunum. Ve ben iman ve ubûdiyetimde/kulluğumda gücüm yettiği kadar Sen’in ahd ü misakın üzereyim. Ya Rabbi! Yaptıklarımın şerrinden Sana sığınırım. Sen’in bana ihsan ettiğin nimetleri ikrar ve itiraf ederim. Kendi kusur ve günahlarımı da ikrar ve itiraf ederim. Ya Rabbi! Sen beni af ve mağfiret eyle. Zira Sen’den başkası günahları af ve mağfiret edemez.” Buhari, Deavat, 2, 16 TEVBE ve İSTİĞFÂR NEDİR? “Dünya, bir imtihan mekanı olduğundan, insanların iyiliğe de kötülüğe de meyil ve istidadı vardır. Bu istidatların hangisi teşvik, tahrik ve takviye olunup inkişaf ettirilirse, insan şahsiyeti ona göre bir hüviyet kazanır. Bir kimsenin, hiç bir şekilde zorunlu olmadığı halde, karşısındakine bir bardak su ikram etmesi, bir teşekkür borcu doğurur ki, bu da insani ve vicdani bir vecibe kabul edilir. Aslında bu ölçü, bize Allah Azze ve celle’nin sayısız nimetleri karşısında nasıl bir minnettarlık ve şükür hissi içinde yaşamamız gerektiğini hatırlatır. Durum böyleyken, bir insanın, fıtratında bulunan bilgisizlik, şehvet, kibir, gurur, hırs, cimrilik, hased, israf ve öfke gibi mezmum sıfatlara temayül ederek, kısaca nefse tabi olarak ilahi nimetler karşısında nankörlük etmesi, onun sahip olduğu fıtri şerefe gölge düşüren büyük bir aldanıştır. İnsanoğlu, nefsani arzularına mağlup olduğu ve imanın feyz parıltılarını kaybettiği zaman günaha meyleder. Vicdanlarda ahlaki destek azalınca, ince düşünüş ve ruhi derinlik de kaybolmaktadır. İstikamet sahibi olma yolunda ciddi bir zaaf ortaya çıkar. Günahlar, tatlı bir musiki gibi nefslere hoş gelir ve adeta vebalinin ağırlığı hissedilmeden işlenebilir. İnsanın dünyaya gafilane temayülü neticesinde işlediği günahlar, onun insanlık şeref ve haysiyetini de zedeler. Bu durum, ruhların günah karanlığı ile kirletilmesine sebep olur. Oysaki insanoğlu, masumluğunun saf rayihası içinde doğar ve cihana tertemiz olarak gelir. Din de bu doğuştan temizliği korumak için Yüce Allah tarafından insana verilen bir lütuf ve merhamet tecellisidir. Bu nedenle kul, bu iki sebep sayesinde gaflet perdelerini aralaya bilse eğer, işlediği cürmün ağırlığını vicdanında hisseder. Onun iç aleminde saklı bulunan fazilet hisleri uyanır. Kalbi büyük bir nedametle için için yanar ve ılık gözyaşlarıyla Rabbine gönlünü açar. İşte bu yanış ve pişmanlık “tevbe”dir. Ardından af dilemek için Rabbe açılan ellerin saikı olan kalblerden taşan niyazlar da “istiğfar”dır. *** Allah Azze ve celle, kulun nedametinden, tevbesinden, istiğfarından hoşlanır. Çünkü O, “Rahman” ve “Rahim” Rahman, mübalağa siğası olup “rahmeti bol olan” demektir. Rahim ise istimrar ifade ederek “rahmet eden ve rahmetini mahlûkatına ulaştıran” demektir. esmasının sahibidir ve إِنَّ اللهَ يُحِبُّ التَّوَّابِينَ وَيُحِبُّ الْمُتَطَهِّرِينَ “…Şunu iyi bilin ki, Allâh, çokça tevbe edenleri ve çok çok temizlenenleri sever.” el-Bakara, 222 buyurmuştur. Allah Azze ve celle’nin kullarına olan şefkat ve merhameti, bir annenin yavrusuna olan merhametinden hiç şüphesiz çok daha fazladır. O, kullarına gazab etmek istemez. Lakin kul, nankörlükte ve zulümde ısrar ederse, cezayı hak etmiş olur. O’nun Rahman ve Rahim esmasının muktezası olarak rahmeti, gazabından çok daha fazladır. Nitekim şu hadis-i şerifte kulların tevbe ve istiğfarı karşısında Allah Teala’nın rızası ve memnuniyeti ne güzel dile getirilmiştir “Herhangi birinizin tevbe etmesinden dolayı Allah Azze ve cell’nin duyduğu hoşnutluk, ıssız çölde giderken üzerindeki yiyecek ve içeceğiyle birlikte devesini elinden kaçıran, arayıp taramaları netice vermeyince deveyi bulma ümidini büsbütün kaybederek bir ağacın gölgesine uzanıp yatan, derken yanına devesinin geldiğini görerek yularına yapışan ve aşırı derecede sevincinden ne söylediğinin farkında olmayarak şaşkınlıkla –Allâh’ım! Sen benim kulumsun; ben de senin rabbinim.» diyen kimsenin sevincinden çok daha fazladır.” Müslim, Tevbe, 7; Tirmizî, Kıyâmet, 49 O’nun rahmeti her şeyi ihâta etmiştir. Nitekim Cenâb-ı Hak; وَرَحْمَتِي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍ “…Rahmetim her şeyi kuşatmıştır…” el-A’râf, 156 buyurarak kullarına olan merhametinin enginliğini beyân etmiştir. Bu hakîkati ifâde etmek üzere Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de bir hadîs-i kudsîde Allâh Teâlâ’nın “Rahmetim gerçekten gazâbımı geçmiştir!” buyurduğunu bildirir. Buhârî, Tevhîd, 15 Bundan dolayı bütün peygamberler, ümmetlerini dâimâ tevbe ve istiğfâra dâvet etmişlerdir. Peygamberler dışında hiçbir insan, beşerî husûsiyetleri itibâriyle mâsum değildir; az veya çok günah işlemekle karşı karşıyadır. Bundan dolayı, Kur’ân-ı Kerîm’de günahlardan arınmanın bir ifâdesi olan “Tevbe” isminde müstakil bir sûre mevcuttur. “Tevbe” kelimesi, Kur’ân-ı Kerîm’de seksen küsur yerde geçer. Yine Allâh Teâlâ’nın günahları bağışlayacağını ifâde eden yüzlerce kelimenin yanısıra özellikle “Gafûr” ism-i şerîfi doksan iki defâ, “Gaffâr” ism-i şerîfi beş yerde tekrarlanmakta, “Gâfir” ism-i şerîf de bir defa zikredilmektedir. Bütün bunlar tevbenin ehemmiyetini ve Cenâb-ı Hak tarafından kabul edileceğini göstermekle birlikte kulları tevbe ve istiğfara teşvîk etmektedir. Kulun, günâhının hattâ gafletinin suç olduğunu bilmesi bir irfân, Rabbinden af dilemesi de bir vicdân borcudur. Günâhın bir suç olduğunu bilememe ve ondan dönmenin lüzûmunu idrâk edememe gafleti, -Allâh muhâfaza buyursun- kalbin iflâsı ve cehennem yolculuğunun alâmetidir. Allâh Teâlâ böyleleri hakkında şu acıklı tehditte bulunmaktadır وَمَنْ لَمْ يَتُبْ فَأُولئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ “…Kim ki tevbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir!” el-Hucurât, 11 Hadîs-i şerîfte “Yapılan günahlardan pişmanlık, tevbedir. Günahlarına tevbe eden kimse sanki o günâhı işlememiş gibi olur.” İbn-i Mâce, Zühd, 30/4252; es-Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, II, 161 buyrulmuştur. Kul bir hatâ işlediği zaman Allâh’ın affedeceğine mağrur olarak aldanarak gecikmemeli, hemen tevbe ipine sarılmalıdır. Zîrâ âyet-i kerîmede tevbenin kabûlü için acele etmek gerektiği şöyle bildirilmektedir إِنَّمَا التَّوْبَةُ عَلَى اللهِ لِلَّذِينَ يَعْمَلُونَ السُّوءَ بِجَهَالَةٍ ثُمَّ يَتُوبُونَ مِنْ قَرِيبٍ فَأُولـئِكَ يَتُوبُ اللهُ عَلَيْهِمْ وَكَانَ اللهُ عَلِيماً حَكِيماً “Allâh katında makbûl olan tevbe ancak o kimselerin tevbesidir ki, onlar bilmeyerek günah işlerler, sonra da çok geçmeden tevbe ederler. Allâh, Alîm hakkıyla bilendir, Hakîm her işi hikmetli ve sağlam olan’dır.” en-Nisâ, 17 Şeytana aldanarak tevbeyi geciktirenlerin ise hazin âkıbetini şöyle haber vermektedir وَلَيْسَتِ التَّوْبَةُ لِلَّذِينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّئَاتِ حَتَّى إِذَا حَضَرَ أَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ إِنِّي تُبْتُ اْلآنَ وَلاَ الَّذِينَ يَمُوتُونَ وَهُمْ كُفَّارٌ أُولـئِكَ أَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا “Yoksa o günahları işleyip de nihâyet onlardan birine ölüm gelince Şüphesiz ben şimdi tevbe ettim.» diyenlerin tevbesi makbûl bir tevbe değildir; kâfir kimseler olarak ölenlerinki de makbûl değildir. İşte onlar yok mu, kendileri için pek elem verici bir azap hazırladık.” en-Nisâ, 18 Bâzı âlimlerimiz, âyet-i kerîmedeki bu ilâhî îkâz ve tehditten kurtulmanın yolunu göstererek “Ölüm gelmeden evvel tevbe etmekte acele ediniz!” Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, V, 65 demişlerdir. Ayrıca tevbenin kabûlü için, yalnız dilin “estağfirullâh” demesi, kâfî değildir. Bununla birlikte kalbî bir titreyiş ve aynı hatâyı tekrar etmemeye azmetmek zarûrîdir. Hazret-i Mevlânâ -kuddise sirruh- tevbede lüzûmlu olan hâlet-i rûhiyeyi şu şekilde ifâde eder “Nedâmet ateşiyle dolu bir gönülle ve nemli gözlerle tevbe et! Zîrâ çiçekler, güneşli ve ıslak yerlerde açar!” Tevbe ve istiğfâr, ferd ve milletleri selâmete götürür. Gelecek belâ ve musîbetleri izâle eder. Şu hadîs-i şerîf, mü’minlerin davranışlarını tanzîmde büyük bir ehemmiyet arz eder “Bir mü’min, Allâh’ın azâbının şiddetini bilse idi, cennetten ümîdini keserdi! Kâfirler de, Allâh’ın merhametinin ne kadar geniş olduğunu bilselerdi, cennete girmeyi ümîd ederlerdi!” Müslim, Tevbe, 23 Bu bakımdan her bir mü’min, “havf ve recâ”; yâni “korku ile ümîd” arasında yaşamalı; “Cehenneme sâdece bir kişi girecek!” deseler, “Acabâ ben miyim?” korkusu içinde, “Cennete sâdece bir kişi girecek!” deseler, yine “Acabâ o ben miyim?” ümîdi içinde olmalıdır. Korkuda kademeleşme olduğu gibi muhabbette de bir kademeleşme söz konusudur. Günahkâr kimseler Allâh’ın azâbından korktukları hâlde ehlullâh, gönüllerinin mahbûbu Cenâb-ı Hakk’ı incitmekten ve sevgisinden mahrum kalmaktan korkarlar. Unutulmamalıdır ki peygamberler dahî zelle işlemiş, onun ıztırâbı ile tevbe ve istiğfâr içinde yaşamış, böylece kendilerine beşerî acziyet tattırılmıştır. Çünkü mutlak üstünlük ancak Allâh’a âittir. Acziyetten müstesnâ ve münezzeh olan yalnızca O’dur. İlk tevbe eden peygamber Hazret-i Âdem -aleyhisselâm-’dır. Havvâ vâlidemizle beraber yaptıkları şu tevbe meşhûrdur رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنْفُسَنَا وَإِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ “…Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan, mutlakâ ziyân edenlerden oluruz.” el-A’râf, 23 Bu duâ, kendilerinden sonra kıyâmete kadar gelecek evlâdlarına en güzel bir istiğfâr nümûnesidir. Cenâb-ı Hak, merhameti sebebiyle kullarını tevbe ve istiğfâra dâvet eden ve böylece onları bağışlayacağını müjdeleyen âyetlerinde şöyle buyurmaktadır إِلاَّ مَنْ تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ عَمَلاً صَالِحاً فَأُولئِكَ يُبَدِّلُ اللهُ سَيِّئَاتِهِمْ حَسَنَاتٍ وَكَانَ اللهُ غَفُوراً رَحِيماً. وَمَنْ تَابَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَإِنَّهُ يَتُوبُ إِلَى اللهِ مَتَابًا “Ancak yaptığı kötülüklerden vazgeçip îmân ederek sâlih ameller işleyenler var ya, işte Allâh onların kötülüklerini iyiliklere günahlarını sevaplara çevirir. Allâh çok bağışlayıcı, engin merhamet sâhibidir. Kim tevbe edip amel-i sâlih işlerse, şüphesiz o, tevbesi kabûl edilmiş olarak Allâh’a döner.” el-Furkân, 70-71 وَالَّذِينَ إِذَا فَعَلُوا فَاحِشَةً أَوْ ظَلَمُوا أَنْفُسَهُمْ ذَكَرُوا اللهَ فَاسْتَغْفَرُوا لِذُنُوبِهِمْ وَمَنْ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ اللهُ وَلَمْ يُصِرُّوا عَلَى مَا فَعَلُوا وَهُمْ يَعْلَمُونَ. أُولـئِكَ جَزَآؤُهُمْ مَغْفِرَةٌ مِنْ رَبِّهِمْ وَجَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا اْلأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَنِعْمَ أَجْرُ الْعَامِلِينَ. “O muhsinler ki bir günah işledikleri yahut nefslerine zulmettikleri zaman Allâh’ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Allâh’tan başka günahları kim affedebilir? Bir de onlar, bile bile, işledikleri günah üzerinde ısrar etmezler. İşte onların mükâfâtı Rableri tarafından bağışlanma ve altından ırmaklar akan, ebedî kalacakları cennetlerdir. Amel-i sâlih işleyenlerin mükâfâtı ne güzeldir!” Âl-i İmran, 135-136 Âyet-i kerîmede, ihsân kıvâmında bir hayat sürenlerin günahta ısrar etmedikleri ve hemen tevbeye sarıldıkları vurgulanmaktadır. Zîrâ onlar لاَ صَغِيرَةَ مَعَ اْلاِصْرَارِ وَلاَ كَبِيرَةَ مَعَ اْلإِسْتِغْفَارِ “Isrâr edildikçe küçük günahlar küçük olarak kalmayıp büyük günah hâline gelir; istiğfâra devâm edildikçe de büyük günahlar affedilip silinir.” hikmetince hareket etmektedirler. Âyet-i kerîmelerde buyrulur أَلَمْ يَعْلَمُوا أَنَّ اللهَ هُوَ يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهِ وَيَأْخُذُ الصَّدَقَاتِ وَأَنَّ اللهَ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ “Onlar bilmezler mi ki Allâh kullarının tevbesini kabûl eder ve sadakaları bizzat alır. Çünkü Allâh tevbeleri çok çok kabûl buyuran ve Rahîm olandır.” et-Tevbe, 104 قُلْ مَا يَعْبَؤُا بِكُمْ رَبِّي لَوْلاَ دُعَاؤُكُمْ “Ey Rasûlüm! De ki Sizin duâ ve niyâzlarınız olmazsa, Rabbim size ne diye değer versin?..” el-Furkân, 77 Duâda asıl olan, ihlâs, muhabbet ve samîmiyettir. Samîmî duâlar, bir muhabbet tezâhürüdür. Yukarıdaki âyet-i kerîme, kulun, muhabbetle yapılan bir duâ ile değer kazandığını ifâde buyurmaktadır. Bu yüzden tevbeler cân ü gönülden olmalıdır. Âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا تُوبُوا إِلَى اللهِ تَوْبَةً نَصُوحاً عَسَى رَبُّكُمْ أَنْ يُكَفِّرَ عَنْكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ “Ey îmân edenler! Samîmî bir tevbe ile Allâh’a dönün! Ancak böyle yaptığınız takdirde umulur ki Rabbiniz, sizin kötülüklerinizi affeder!..” et-Tahrîm, 8 إِلاَّ الَّذِينَ تَابُوا وَأَصْلَحُوا وَاعْتَصَمُوا بِاللهِ وَأَخْلَصُوا دِينَهُمْ ِللهِ فَأُولـئِكَ مَعَ الْمُؤْمِنِينَ وَسَوْفَ يُؤْتِ اللهُ الْمُؤْمِنِينَ أَجْراً عَظِيماً “Ancak tevbe edip hâllerini düzeltenler, Allâh’a sımsıkı sarılıp dinlerini yalnız O’na has kılanlar başkadır. İşte onlar, gerçekte mü’minlerle beraberdirler ve Allâh, mü’minlere yakında büyük mükâfât verecektir.” en-Nisâ, 146 وَاللهُ يُرِيدُ أَنْ يَتُوبَ عَلَيْكُمْ وَيُرِيدُ الَّذِينَ يَتَّبِعُونَ الشَّهَوَاتِ أَنْ تَمِيلُوا مَيْلاً عَظِيماً “Allâh, sizin tevbenizi kabûl etmek ister; nefsânî arzularına uyanlar ise, büsbütün yoldan çıkmanızı isterler.” en-Nisâ, 27 İlâhî emirlere muhâlefet mânâsına gelen günah işleme keyfiyetinden tamâmen uzak kalınmaya çalışılsa bile, Cenâb-ı Hakk’ın nîmetlerine lâyıkıyla şükredebilmek mümkün olmadığı için, hiç kimse tevbe ve istiğfârdan müstağnî kalamaz. Bu husustaki beşerî acziyet, herkes için geçerlidir. Şâyet şükre muvaffak olunsa, bu da bir nîmet olduğundan, başka bir şükrü îcâb ettirir. Böylece şükür borcu, beşer üzerinde sonsuza kadar devâm eder. Hatâ ile me’lûf kılınan insanın bütünüyle günahlardan uzak kalması çok zordur. Kul gafleten de olsa günâha düşecek, acziyetini hissedecek ve Yüce Rabbine ilticâ edecektir. İnsanın, Rabbinin azametini ve kendi hiçliğini tam olarak idrâk etmesi bu ilticâ ve yakarışların derinliğine ve keyfiyetine bağlıdır. Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur كُلُّ بَنِي آدَمَ خَطَّاءٌ. وَخَيْرُ الْخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَ “Her insan birçok hatâ yapabilir. Fakat hatâ yapanların en hayırlısı çokça tevbe edenlerdir.” İbn-i Mâce, Zühd, 30/4251 Hatâ işleme keyfiyetinden peygamberler bile hâriç değildir. Onlar da zaman zaman hatâ yapmışlar ve Rablerine tevbe ve istiğfârda bulunmuşlardır. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurur “Bâzen kalbimin perdelendiği olur. Ama ben Allâh’a günde yüz defa istiğfâr ediyorum.” Müslim, Zikir, 41; Ebû Dâvûd, Vitir, 26 “Vallâhi ben günde yetmiş defâdan fazla Allâh’tan beni bağışlamasını diler, tevbe ederim.” Buhârî, Deavât, 3; Tirmizî, Tefsîr, 47; İbni Mâce, Edeb, 57 Ancak Rasûlullâh Efendimiz’in bu tevbe ve istiğfârı çoğu zaman bir hatâsından dolayı değil, Allâh Teâlâ’ya daha çok yakınlık kesbetmek ve O’nun rızâsını kazanmak içindir. Efendimiz her an mânevî bir terakkî içinde bulunduğundan, bir sonraki hâl ve makâmına göre daha aşağı seviyede bulunan bir önceki hâl ve makâmına istiğfâr etmiştir. Ümmetine farklı istiğfâr şekilleri tâlim buyurmuştur. Bunların en mühimi “seyyidü’l-istiğfâr”dır. Şeddâd bin Evs -radıyallâhu anh-’dan rivâyet edildiğine göre Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu “İstiğfârın en üstünü kulun şöyle demesidir اَللّهُمَّ أَنْتَ رَبِّي لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ خَلَقْتَنِي وَأَنَا عَبْدُكَ، وَأَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ، أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَيَّ وَأَبُوءُ لَكَ بِذَنْبِي فَاغْفِرْ لِي، فَإِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ Allâh’ım! Sen benim Rabbimsin. İbâdete lâyık Sen’den başka ilâh yoktur. Beni Sen yarattın. Ben Sen’in kulunum. Ezelde Sana verdiğim sözümde ve vaadimde hâlâ gücüm yettiğince durmaktayım. İşlediğim kusurların şerrinden Sana sığınırım. Bana lutfettiğin nîmetleri yüce huzûrunda minnetle anar, günâhımı îtirâf ederim. Beni affet; şüphe yok ki günahları Sen’den başka affedecek yoktur.” Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, sözüne şöyle devam etti “Her kim, bu seyyidü’l-istiğfârı sevâbına ve fazîletine bütün kalbiyle inanarak gündüz okur da o gün akşam olmadan ölürse cennetlik olur. Yine her kim, sevâbına ve fazîletine gönülden inanarak gece okur da sabah olmadan ölürse cennetlik olur.” Buhârî, Deavât, 2, 16; Ebû Dâvûd, Edeb, 100-101; Tirmizî, Deavât, 15; Nesâî, İstiâze, 57 Hakîkaten Cenâb-ı Hakk’ın nîmetleri, bizim şükrümüzün erişemeyeceği kadar sayısızdır. Âyet-i kerîmede buyrulur وَآتَاكُمْ مِنْ كُلِّ مَا سَأَلْتُمُوهُ وَإِنْ تَعُدُّوا نِعْمَتَ اللهِ لاَ تُحْصُوهَا إِنَّ اْلإِنْسَانَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌ “O size istediğiniz her şeyden verdi. Allâh’ın nîmetlerini saymaya çalışsanız, sayamazsınız! Doğrusu insan, Allâh’ın sonsuz nîmetleri karşısında çok zâlim ve çok nankördür!” İbrâhîm, 34 Tâbiînin ileri gelen âlimlerinden Atâ bin Ebî Rebâh -rahmetullâhi aleyh- Peygamber Efendimiz’in istiğfâr ve şükrü ile alâkalı şöyle bir hâdise anlatıyor Hazret-i Âişe’ye “–Allâh Rasûlü’nde gördüğün en hayranlık verici hâli bana anlatır mısın?” dedim. Âişe vâlidemiz “–Onun hangi hâli hayranlık vermezdi ki!” dedi ve şöyle devam etti “–Bir gece yanıma geldi, yatağa girdi, bir müddet sonra “–Müsâade edersen kalkıp Rabbime ibâdet edeyim.” dedi. Ben de “–Vallâhi seninle berâber olmayı çok isterim, ancak senin sevdiğin şeyi daha çok severim.” dedim. Bunun üzerine kalktı, abdest aldı, sonra namaza durdu ve ağlamaya başladı. O kadar ağladı ki gözyaşları göğsünü ıslattı. Sonra rükûya vardı, yine ağladı, sonra secdeye vardı, secdede iken de ağladı, sonra secdeden başını kaldırdı yine ağladı. Bu durum, tâ Bilâl -radıyallâhu anh- gelip de sabah ezânını okuyuncaya kadar devam etti. Hazret-i Bilâl, Habîb-i Ekrem Efendimiz’in ağladığını görünce “–Ey Allâh’ın Rasûlü, geçmiş ve gelecek bütün günahların affedildiği hâlde seni bu kadar ağlatan nedir?” diye sordu. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- “–Yâ Bilâl! Allâh’a çok şükreden bir kul olmayayım mı? Vallâhi bu gece bana öyle bir âyet indirildi ki, onu okuyup da üzerinde tefekkür etmeyenlere yazıklar olsun!” dedi ve şu âyet-i kerîmeleri okudu إِنَّ فِي خَلْقِ السَّموَاتِ وَاْلأَرْضِ وَاخْتِلاَفِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ َلآيَاتٍ ِلأُولِي اْلأَلْبَابِ. اَلَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللهَ قِيَاماً وَقُعُوداً وَعَلَى جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ فِي خَلْقِ السَّموَاتِ وَاْلأَرْضِ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَذا بَاطِلاً سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ “Şüphesiz ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, akl-ı selîm sâhipleri için Allâh’ın birliğini gösteren kesin deliller vardır. Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken her an Allâh’ı zikreder, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin tefekkür ederler ve Rabbimiz! Sen bunları boşuna yaratmadın. Sen’i her türlü noksan sıfatlardan tenzîh ederiz, bizi cehennem azabından koru!» diye yalvarırlar.” Âl-i İmrân, 190-191 İbn-i Hibbân, II, 386 Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu sözleriyle, Cenâb-ı Hakk’ın bahşetmiş olduğu nîmetlerin, kulluğu azaltmaya değil, aksine teşekkürü artırmaya vesîle olması gerektiğini bildirmiştir. Âyet-i kerîmelerde husûsiyle üç şeye dikkat çekilmiştir. Bunlar azamet-i ilâhiyeyi tefekkür, bu azamet karşısında insanın acziyetini idrak ve bunun tabiî bir neticesi olarak Yüce Dîvân’a ilticâ ve yakarıştır. Bu âyet-i kerîmeler nâzil olduğu gece Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, gökteki yıldızları imrendirecek gözyaşları ile sabaha kadar ağlamıştı. Allâh’ın lutfu ile mü’minlerin de gözyaşları, muhakkak ki fânî gecelerin ziyneti, kabir karanlıklarının aydınlığı, âhiretteki cennet bahçelerinin şebnemleridir. Tevbenin en kıymetli vakitleri seherlerdir. Cenâb-ı Hak, ilâhî nîmetlere mazhar olacak bahtiyar kullarının seherleri ihyâ eden takvâ sâhibi kimseler olduğunu şöyle beyân buyurur كَانُوا قَلِيلاً مِنَ اللَّيْلِ مَا يَهْجَعُونَ وَبِاْلأَسْحَارِ هُمْ يَسْتَغْفِرُونَ “O muttakîler, geceleri pek az uyurlar, seher vakitlerinde de istiğfâra devâm ederler.” ez-Zâriyât, 17-18 وَالَّذِينَ يَبِيتُونَ لِرَبِّهِمْ سُجَّداً وَقِيَاماً “O Rahmân’ın kulları ki, Rablerinin huzûrunda secdelere kapanarak ve kıyâma durarak gecelerini ihyâ ederler.” el-Furkân, 64 Seherlerden sonra nasıl ki şafak vakti gelip karanlıklar uzaklaşır ise seher vakitlerindeki istiğfârlar da, günah karanlıklarından kurtulup nûrlu mağfiret şafaklarına kavuşmamızın rahmet iklîmidir! Cenâb-ı Hak, cümlemize uyanık gönüller ve mağfiret iklîmlerinde saâdetler nasîb eylesin! Âmîn!..” Osman Nûri Topbaş, Erkam Yayınları, Nebiler Silsilesi 1
Resûlüm! De ki Kulluk ve Dua için yalvarmanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?.." Furkan Suresi- 77 Ruku'da ve Ruku'dan Doğrulurken Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe 1 - ★ ⇒ Ruku'da Okunacak Dualar ⇒ Sübhâne rabbiye’l-azîm” üç defa - 1 سُبْحَانَ رَبِّىَ الْعَظِيم veya سُبْحَانَ رَبِّىَ الْعَظِيمِ و بِحَمِْدهِ Sübhâne rabbiye’l-azîm” üç defa ⇒ veya ⇒ Sübhane rabbiye’l-azîmi ve bihamdihi en az üç defa Azim Rabbimi tesbih ederim. ⇒ veya ⇒ Yüce Rabbimi O’nu Hamd ederek tesbih ederim Ebû Dâvud, Salât 149,150 886, ⇒ İbn Mâce, İkametü's-salât 20 888, 890, c. 3, s. 135-136 ⇒ Ebû Dâvud, Salât 146,147 870, 369 2 - ★ ⇒ Ruku'da Okunacak Dualar ⇒ Sübbûhun Kuddûsun Rabbül melâiketi ver'ruh - 2 سُبُّوحٌ قُدُّوسٌ رَبُّ المَلاَئِكةِ وَالرُّوحِ veya سُبْحَانَ ذِي الْجَبَرُوتِ وَ الْمَلَكُوتِ وَ الْكِبْرِياَءِ وَ الْعَظَمَةِ Sübbûhun Kuddûsun Rabbül melâiketi ver'ruh ⇒ veya ⇒ Sübhâne zi’l- Ceberûti ve’l- Melekûti ve’l- Kibriyâi ve’l- Azameti “Münezzehsin Mukaddessin Meleklerin ve Ruh’un Rabbisin. ⇒ veya ⇒ Bütün Kahharlığın Bütün Mülkün Yüceliğin ve Büyüklüğün Sahibi Allah’ı tesbih ederim Müslim 1/353 ⇒ Ebu Dâvud 1/230 ⇒ Müslim, Ebû Avâne. Müslim, Salat 223 487, ⇒ Nesaî, İftitah 101 1048, ⇒ Ebû Dâvud, Salât 146,147 872, 3 - ★ ⇒ Ruku'da Okunacak Dualar ⇒ Sübhâneke Allahümme ve bihamdike Allahümmeğfirlî - 3 سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِك اللَهُمَّ اغْفِرِْلي veya اللَهُمَّ اغْفِرِْلي ⇐ اللَهُمَّ اغْفِرِْلي Sübhâneke Allahümme ve bihamdike Allahümmeğfirlî Allah’ım Seni Hamd ederek tesbih ederim. Allah’ım beni bağışla. Buhârî, Sıfatü's-salat 42, 58 63, 85, 809 ⇒ Müslim, Salât 217 484, ⇒ Ebû Dâvud, Salât 147,148 877, ⇒ Nesaî, İftitah 154,155 1122, 1123, ⇒ 4 - ★ ⇒ Ruku'da Okunacak Dualar ⇒ Allahümme leke reka’tü ve bike âmentü ve leke eslemtü ve aleyke tevekkeltü - 4 اللَّهُمَّ لَكَ رَكَعْتُ، وَبِكَ آمَنْتُ، وَلَكَ أسْلَمْتُ، وَعَلَيْكَ تَوَكَّلْتُ، أنْتَ رَبِّي خَشَعَ سَمْعي، وَبَصَري، وَدَمِي، وَلَحْمي، وَعَظْمِي وعَصَِبي للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ Allahümme leke reka’tü ve bike âmentü ve leke eslemtü ve aleyke tevekkeltü ente Rabbî haşa’a sem’î ve basarî ve demî ve lahmî ve azmî ve asabî lillahi Rabbilâlemîn Ey Allahım Sana rükû yapıyorum Sana inandım Sana teslim oldum Sana tevekkül ettim. Sen Rabbimsin kulağım gözüm kanım etim kemiklerim ve sinirlerim âlemlerin Rabbi Allah’ın önünde korku ve sevgiyle eğildim Müslim 1/534 ⇒ İbn-i Mâce dışında diğer sünen sahipleri Tirmizi, Ebu Dâvud, Nesâi tahriç etmiştir. 5 - ★ ⇒ Ruku'dan Doğruluken Okunacak Dualar ⇒ Semi Allahu limen Hamideh - 1 سَمِعَ اللّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ اللَّهُمَّ رَبّنَا وَ لَكَ الْحَمْدُ حَمْداً كَثِيراً طَيِّباً مُبَارَكاً فِيهِ SemiAllahu limen Hamidehu ⇒ Allahumme Rabbenâ ve leke’l- Hamdu ⇒ Hamden kesiran tayyiben mubareken fihi Allah, kendisine hamd edenin hamdini işitip kabul etti. < ⇒ Rabbimiz ve Sana Hamd olsun ⇒ Rabbimiz Çok Temiz ve Mübarek bir Hamd ile Sana Hamd olsun Buhârî, Sıfatü's-salat 36, 45 58, 68, 794 ⇒ Müslim, Salat 25, 28 391, 392, 1236 ⇒ Fethu’l-Bâri 2/282 1 - ★ ⇒ Secde de Okunacak Dualar ⇒ Sübhâne rabbiye’l-a’lâ - 1 سُبْحَانَ رَبِّيَ ْالأَعْلَى veya سُبْحَانَ رَبِّىَ الأعْلَى و بِحَمْدِهِ Sübhâne rabbiye’l-a’lâ ⇒ veya ⇒ Sübhâne rabbiyel a’lâ ve bihamdihi En yüce olan Rabbimi tesbih ederim.üç defa -Bazen bunu üçten fazla tekrar ederdi- En yüce Rabbimi hamd ederek tesbih ederim. üç defa İbn Mâce, İkametü's-salât 20 888, ⇒ Ebû Dâvud, Salât 149-150 886, ⇒ [Ebû Dâvud, Salât 146-147 870, 2 - ★ ⇒ Secdede Okunacak Dualar ⇒ Sübbûhun Kuddûsun Rabbül melâiketi ver'ruh - 2 سُبُّوحٌ قُدُّوسٌ رَبُّ المَلاَئِكةِ وَالرُّوحِ veya سُبْحَانَ ذِي الْجَبَرُوتِ وَ الْمَلَكُوتِ وَ الْكِبْرِياَءِ وَ الْعَظَمَةِ Sübbûhun Kuddûsun Rabbül melâiketi ver'ruh ⇒ veya ⇒ Sübhâne zi’l- Ceberûti ve’l- Melekûti ve’l- Kibriyâi ve’l- Azameti “Münezzehsin Mukaddessin Meleklerin ve Ruh’un Rabbisin. Bütün Kahharlığın Bütün Mülkün Yüceliğin ve Büyüklüğün Sahibi Allah’ı tesbih ederim Müslim 1/353 ⇒ Ebu Dâvud 1/230 ⇒ Müslim, Ebû Avâne. Müslim, Salat 223 487, ⇒ Nesaî, İftitah 101 1048, ⇒ Ebû Dâvud, Salât 146,147 872, 3 - ★ ⇒ Secdede Okunacak Dualar ⇒ Sübhâneke Allahümme ve bihamdike Allahümmeğfirlî - 3 سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِك اللَهُمَّ اغْفِرِْلي veya اللَهُمَّ اغْفِرِْلي ⇐ اللَهُمَّ اغْفِرِْلي Sübhâneke Allahümme ve bihamdike Allahümmeğfirlî Allah’ım Seni Hamd ederek tesbih ederim. Allah’ım beni bağışla. Buhârî, Sıfatü's-salat 42, 58 63, 85, 809 ⇒ Müslim, Salât 217 484, ⇒ Ebû Dâvud, Salât 147,148 877, ⇒ Nesaî, İftitah 154,155 1122, 1123, ⇒ 4 - ★ ⇒ Secde de Okunacak Dualar ⇒ Allahümmeğfirlî zenbî küllehu, dikkahu ve cillehu - 4 اللَّهُمَّ! اغْفِرْ لِي ذَنْبِي كُلَّهُ، دِقَّهُ وَجِلَّهُ، أوَّلَهُ وَآخِرَهُ، عَلاَنِيَتَهُ وَ سِرَّهُ Allahümmeğfirlî zenbî küllehu, dikkahu ve cillehu, ve evvelehu ve âhirahu ve alâniyetehu ve sırrahu “Allah’ım günahımın hepsini; küçüğünü ve büyüğünü, ilkini ve sonuncusunu, açığını ve gizlisini bağışla Müslim, Salat 216 483, 5 - ★ ⇒ Secde de Okunacak Dualar ⇒ Allahümme! Leke secedtü ve bike âmentü - 5 اللَّهُمَّ! لَكَ سَجَدْتُ، وَبِكَ آمَنْتُ، وَلَكَ أسْلَمْتُ، [وانْتَ رَبِّي]. سَجَدَ وَجْهِىَ لِلَّذِى خَلَقَهُ وَصَوَّرَهُ، [فاَحْسَنَ صُوَرَهُ] وَشَقَّ سَمْعَهُ، وَبَصَرَهُ [ف]تَبَارَكَ اللّهُ أحْسَنُ الخَالِقِينَ Allahümme! Leke secedtü ve bike âmentü ve leke eslemtü ve ente rabbî, secede vechî lillezî halakahu ve savverahu feahsene suverahu ve şekka sem’ahu ve basarahu, fetebârekellahu ahsenul-halikîn Allahım! Sana secde ettim, sana inandım, sana teslim oldum. Sen benim Rabbimsin. Yüzüm de, kendisini yaratıp şekillendiren, en güzel biçimi veren, ona kulağını, gözünü takana secde etmiştir. Yaratanların en güzeli olan Allah ne yücedir Müslim, Ebû Avâne, Tahâvî ve Dârekutnî. ⇒ Müslim, Salâtul-Müsâfirîn 201 771, ⇒ Ebû Dâvud, Salât 121, 760 ⇒ Nesâî, İftitâh 157-159 1126-1128, ⇒ Ebû Dâvud, Salât 118-119 760, 6 - ★ ⇒ Secde de Okunacak Dualar ⇒ Sübhâneke [Allahümme] ve bi-hamdike lâ ilâhe illâ ente - 6 سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَ بِحَمْدِكَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ veya الَلَّهُمَّ! اغْفِرْ لِي مَا أَسْرَرْتُ وَ مَا أَعْلَنْتُ Sübhâneke [Allahümme] ve bi-hamdike lâ ilâhe illâ ente ⇒ veya ⇒ Allahümmeğfirlî mâ esrartu ve mâ a’lentu Allah’ım seni hamd ile tesbih ederim, senden başka ilâh yoktur. Allah’ım! Gizli ve açık işlediğim günahlarımı bağışla. Müslim, Ebû Avâne, Nesâî ve İbn Nasr. [Müslim, Salat 221 485, ⇒ Nesaî, İftitah 162 1132, ⇒ İbn Ebû Şeybe 62/112/1 ⇒ Nesaî, İftitah 156 1124, ★ ⇒ İki Secde Arasında Okunacak Dualar ⇒ - 1 اللَّهُمَّ رَبِّ اغْفِرْ لِي وَارْحَمْنِي وَاجْبُرْنِي وَارْفَعْنيِ وَاهْدِنِي وعَافِنِي و ارْزُقْنِي veya رَبِّ! اغْفِرْ لِي ، اغْفِرْ لِي Allahümme Rabbi İğfirlî ve’rhamnî ve’cburnî ve’rfa’nî ve’hdinî ve âfinî ve’rzuknî ⇒ veya ⇒ Rabbiğfir lî, iğfir lî Allah’ım Ey Rabbim ! Beni bağışla, bana acı, merhamet et, gönlümü hoş tut, derecemi yükselt, beni doğruya ulaştır, bana afiyet ver, bana rızık ver. ⇒ veya ⇒ Ey Rabbim! Beni bağışla, Rabbim beni bağışla. Kaynak ⇒ Tirmizî, Salat 210 283, ⇒ İbn Mâce, İkametü's-salât 23 898, ⇒ Ebû Dâvud, Salât 140-141 850, ⇒ Yatarken Uyanırken Eveden Çıkarken Akşam ve Sabahları ✪ Bilhassa Çarşı ve Pazara Giderken Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe لاَ اِلٰهَ اِلاَّ ٱللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ ٱلْمُلْكُ وَلَهُ ٱلْحَمْدُ يُحْيِى وَيُمِيتُ وَهُوَ حَىٌّ لاَ يَمُوتُ بِيَدِهِ ٱلْخَيْرُ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ Duanın Latince Okunuşu "Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerikeleh lehü'l mülkü ve lehü'l-hamdü yuhyi ve yümiytü ve hü ve hayyün lâ yemütü biyedihi'l-hayr ve hü ve alâ külli şey'in kadir." Duaların Türkçe Meali veya Manası "Allâh'dan başka hiçbir ilah yoktur. Ancak tek o vardır. Onun ortağı yoktur. Öldürür ve diriltir. O diridir, ölmez. Hayır, onun yed-i kudretindedir. O, her şeye kaadirdir." [1] [1] Tirmizi, 5/291; Hâkim, 1/538; Elbâni, Sahih-i İbn-i Mâce 2/21; Sahih-i Tirmizi 3/152.
zenbi mağfiret duası ne için okunur